ENGLISH
DESTEK OL!
Gönüllü Ol
HABERLER

Yangına dirençli ormanlara ve temiz enerjiye ihtiyacımız var!

Yayınlanma Tarihi: 30 Ağustos 2023
Yangına dirençli ormanlara ve temiz enerjiye ihtiyacımız var!

Gezegenimizi tehdit eden iklim krizinin başlıca nedenlerinden olan fosil yakıt ağırlıklı enerji üretimi ve tüketimi sürekli artıyor. İklim kriziyle giderek sıklığı artan ve büyüyen orman yangınları, fosil yakıtların ortaya çıkardığı bedelleri daha da ağırlaştırıyor.

Ormansızlaşma, ormancılık dışı kullanımlardan orman yangınlarına, aşırı odun üretiminden korunan alanların amaç dışı kullanımına, arazi kullanımındaki yanlışlıklardan ormanlar için tehdit oluşturan istilacı türlere kadar birçok etken sonucu ortaya çıkıyor.

Türkiye’de 2021 yılı, orman yangınları konusunda bir felaket yılı olarak tarihe geçti. Son 50 yıl içinde gerçekleşen en büyük 20 yangının 11’inin yaşandığı, mega yangınlar olarak adlandırılan bir çok yangına şahit olduğumuz 2021 yılı içinde toplam 2 bin 793 yangında 139 bin 503 hektar orman ekosistemi zarar gördü. 

Tüm ülkeyi derinden etkileyen orman yangınları, orman yangınlarıyla mücadele yöntemlerimizin sorgulanması gerektiğini ortaya koyuyor. Ülkemizde orman yangınlarıyla mücadelede, öncelikle çıkan yangınların erken tespiti, erken müdahale ile kısa zamanda söndürülmesi üzerine odaklanılıyor. Oysa yangınlarla mücadelede orman alanlarının ve çevredeki yerleşim alanlarının yangına dayanıklı olması gibi risk yönetimi ve risk azaltımı yöntemlerinin hayata geçirilmesi yangınların hem yayılmasını hem de sıklığını azaltabilir.

Orman yangınlarında risk azaltımı kapsamında büyük çoğunluğu insan kaynaklı yangınların sayısının azaltılması, yangın riskini artıran tesislere ormanlarda izin verilmemesi ve izin verilmiş olan tesislerin denetlenmesi, denetimli yangınlarla yanıcı madde yükünün azaltılması ormanla iç içe yaşayanların yangınlar konusunda farkındalığının artırılması gibi çalışmalara önem verilmesi gerekiyor. (Tolunay, 2021)

Yangına dirençli ormanlar

Bu yıl özellikle Çanakkale bölgesinde ciddi kayıplara neden olan yangınların yarası sarılmaya çalışılırken, yangına dirençli ormanlar tasarlamanın önemini bir kez daha vurgulamak gerekiyor. Uzun yıllardır yangına dirençli ormanlar konusunda yayınlar yapan Prof. Dr. Tuncay Neyişçi “Öncelikle yangına dirençli ormanlar tasarlamalıyız. Yangına dirençli ormanları tasarlamak, yangını söndürmekten daha ucuz,”  diyor.



Kömür değil ağaç, termik değil Akbelen!

Bir yandan orman yangınları ağaçlar dahil pek çok türün hektarlarca yaşam alanını yok ederken, diğer yanda enerji ihtiyacına pek de katkı yapmayan bir termik santrale kömür çıkarmak amacıyla ağaçlar kesiliyor. 

Türkiye’nin en büyük orman yangını felaketinin yaşandığı Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi’nde bulunan, 200’den fazla bitki türü, 100’den fazla kuş türü ve 30’dan fazla memeli türe ev sahipliği yapan Akbelen Ormanı, yerine yapılacak bir termik santral için yok edildi. Uzmanlar, ormanın kesilmesinin sadece ağaçların değil, bütün bir ekosistemin kaybına yol açacağını, yeraltı ve yerüstü sularını kirleteceğini, iklim değişikliğine katkıda bulunacağını ve insan sağlığını tehdit edeceğini ifade ediyor. Ayrıca Akbelen Ormanı, bölgedeki diğer ormanlık alanları birbirine bağlayan doğal bir koridor özelliği taşıyor. Bu sayede biyolojik çeşitlilik ve habitat kalitesini artırıyor.

Muğla’daki üç termik santral, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının sadece yüzde 2’sini karşılıyor. Aynı raporda, Muğla’da bulunan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerinin elektrik üretimini durdurmaları veya sona erdirmeleri halinde, durumun, gerek yıllık toplam tüketim, gerek anlık ihtiyaç ve gerekse elektrik şebekesi sisteminin işlerliği açısından, Muğla, Ege Bölgesi ve Türkiye sistemini olumsuz etkilemeyeceğine işaret ediliyor.

Ormanın kesilmesini takiben, ilerletilmesi planlanan kömür madeninin bölge tarımını da fiilen bitirme noktasına getireceği ifade ediliyor. Uzmanlar, yalnızca Milas’ın değil, Bodrum’un içme suyu kaynaklarının da risk hattında olduğuna dikkat çekiyor. 

“Doğru” yenilenebilir enerji nasıl olur?

Fosil yakıtlardan vazgeçerek enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlamaya ve enerji verimliliğine yönelik  politikaların bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Ancak tek başına bu da sorunu çözmüyor. Çünkü sadece üretim kaynakları ve yöntemlerimiz değil, paylaşım/dağıtım ve tüketim yöntemlerimiz de sorunlu.

Kömüre, fosil yakıtlara alternatif olarak sunulan, tamamen yenilenebilir kaynaklardan üretim, sıfır karbon hedefine ulaştırsa da bazı santrallerin yer seçimi çevresel ve sosyal açıdan olumsuz etkilere neden oluyor. Öyle ki, bazı rüzgâr santrallerinin yerleşimlere çok yakın olması, Rüzgar Türbini Sendromu gibi sağlık sorunlarına yol açması, gürültü ve görüntü kirliliğine neden olması; jeotermal enerji santrallerinin de yeraltı suyu kaynaklarında ve toprağın yapısında değişimlere yol açması, tarımsal üretimi etkilemesi yerel halkın tepkisine neden oluyor. 

Bu nedenle yenilenebilir enerji yatırımlarının yer seçimi yapılırken çevre ve sosyal etkilerinin hassasiyetle göz önünde bulundurulması; yöre halkının onayının ve katılımının sağlanması gerekiyor. Güneş ve rüzgârdan üretilen enerjinin mevcut sistemleri besleyecek şekilde istikrarlı olmaması, yani aynı anda bazen çok fazla, bazen de çok az enerji üretmesi, enerjinin depolanması gerekliliğini beraberinde getiriyor. Kirliliğe neden olabilecek aküleri ve pilleri hayatımızdan çıkaracak doğa dostu depolama sistemleri yaygınlaşıncaya kadar tüketimi azaltma, yeniden kullanma ve son olarak da geri dönüştürme gibi seçeneklerin, hem öncelikli enerji olmak üzere üretim sektörünün “iş modelleri listesi”ne hem de tüketicilerin “günlük alışkanlıklar listesi”ne girmesi gerekiyor.

Bir yandan iklim ve doğa dostu enerji politikalarını hayata geçmesi için çabalarken, diğer yandan da üretimde ve tüketimlde yaptığımız seçimlerle, geleceğimizi karartan iklim krizi gibi devasa sorunlara neden olanlara destek olabilir ya da doğa dostu uygulamaları çoğaltabiliriz.

Kaynakça

https://www.bugday.org/blog/wp-content/uploads/2022/03/Enerji-Donusumu-Raporu_Bugday-Dernegi.pdf

https://www.ormancilardernegi.org/Documents/24c06fcf-500e-4b5c-90a3-163f5e62b0d6.pdf



Etiketler: , , , , ,

Henüz yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Paylaş