ENGLISH
DESTEK OL!
Gönüllü Ol
HABERLER

Gönüllü İletişim Ekibimiz Malva Permakültür Çiftliği’ndeydi

Yayınlanma Tarihi: 3 Mayıs 2019
Gönüllü İletişim Ekibimiz Malva Permakültür Çiftliği’ndeydi

Buğday Gönüllü İletişim Ekibi hem doğayı daha çok hissederek nefes almak hem de doğa dostu üretim yöntemlerini gözlemlemek için 6-7 Nisan tarihlerinde İstanbul Silivri’deki Malva Permakültür Çiftliği’ni ziyaret etti.

Yazan: Özlem Gürtunca- Gönüllü İletişim Ekibi

6 Nisan Cumartesi sabahı çiftliğe vardığımızda çiftliğin yürütücüsü Melike ve oğlu dışında, yeni kurulan gıda topluluğu üyelerinin de bizi karşılayanlar arasında olması, doğru yerde olduğumuza işaret eden bir başlangıç oldu. Çiftlik ziyaretimizde çiftlik hakkında bilgi aldık, bölgede gıda topluluğu kurulması yönünde talebi ve girişimi olan insanlarla tanıştık, çiftliği gezip yetiştirilen ürünleri gördük ve toprağı örtme yöntemlerinden biri olan malçlama ile ilgili teorik ve pratik bilgi edindik.

Permakültür Eğitim, Araştırma ve Uygulama Çiftliği olarak geçen Malva, 150 yıllık bir geçmişe sahip. 1983’ten beri ekolojik dönüşümünü gerçekleştirmeye devam ediyor, 2000 yılından beri de organik tarım faaliyetlerini sürdürüyor. Permakültür tasarımcısı olan Melike çiftliğin işletmesini ve ekolojik restorasyonunu yürütüyor.

Çiftlikte ekili olarak siyez buğdayını ve buğday türü olmamasına rağmen buğday gibi başak veren ve buğday niyetine kullanılan karakılçık buğdayını gördük, bu atalık eski türler hakkında bilgi edindik. Buğday ekiminin yapıldığı alanın toprağı, baklagil dediğimiz ağaç türleri yerleştirilerek doğal yöntemlerle beslenerek desteklenmiş. Siyez buğdayının ekili halini görüp bir de Melike’nin siyezden yaptığı ekmeği yemek, atalık tohum, ilaçsız tarım, temiz gıdaya dair bildiklerimizi içselleştirmemizde ve bu bilgilerin önemini tat duyumuzla da onaylamamızda etkili oldu.

2 gün boyunca çiftlikte yetişen ürünlerden yapıp yediğimiz yemekler ve seradan kopardığımız yeşilliklerle hazırladığımız salatalar da, kendi besinini yetiştirmenin lüks olmadığını, temiz gıdaya erişimin ise aslında hak olduğuna dair birtakım sorgulamaları hatırlattı. Bir sebze bahçesinde yeşillikler içinde dolaşırken, canınızın istediğini o anda koparıp, hiçbir zararlı kimyasal, tarım ilacı kullanılmadığı için yıkamadan dahi yiyebiliyor olmanın keyfini düşünün. Kulağa bu kadar hoş gelirken bir de koparıp yaptığınız salatanın lezzetini hayal edin! Şimdi de bunun yapılabildiği bir yerde olan çocuğun, gıdanın soframıza gelene kadarki aşamalarına tanıklık edebildiğini, markette, hatta sanal markette bize sunulan yüzlerce çeşit arasından seçip yemek ile bahçeden koparıp yemek arasındaki farkı görebildiğini düşünerek hayalinizi büyütün. İşte bu, aslında hayal değil ve hayal olarak kalmaması için yapılabilecek şeyler var.

Çiftlikte deneyimleme şansı bulduğumuz malçlama, permakültür ve ilaçsız tarım uygulamalarında kullanılan, toprağı örterek ısı ve nem dengesini koruyup yabani ot çıkmasını engelleyen bir yöntem. Çiftlik ziyaretimizde karton, saman ve talaş ile malç yapmanın yanı sıra bir önceki yıl malçlama yapılmış toprak ile yapılmamış toprak arasındaki farkı inceleme fırsatı da bulduk. Malçlama yapılmış  topraktaki canlı çeşitliliğinin zenginliğine şahit olduk ve elimizle eşelediğimiz toprakta bile karşımıza çıkan canlı türlerini not aldık.

Çiftlikte el birliği yaptığımız malçlama uygulaması, gördüğümüz ürünler, beslediğimiz kazlar ve yeşillik içinde geçirdiğimiz anlar ile keyifli 2 gün geçirdik. Ev sahipliği için Malva Permakültür Çiftliği’ne teşekkür ederiz. Ziyaretimiz sırasında doğanın da bize bir sürprizi vardı. Göç eden leyleklerle karşılaştık. Leyleği havada görmenin çok gezeceğimize işaret olmasından mütevellit duyacağımız sevincin ötesinde bir sevinç yaşadık. Çünkü muhtemelen o kadar leyleği bir arada daha önce hiç görmemiştik, gözlerimizi kocaman açarak izlediğimiz uçuş ritüellerine daha önce hiç şahit olmamıştık.

Çiftlik ziyaretinin bir diğer sürprizi de dişi dişbudak ağacının püsküllü çiçeklerini görmek oldu. Bulutlu giden havalardan dolayı baharın gelmediği söylemlerine inat, baharın geldiğini gösteren bir kanıt, yürekleri baharın geldiğine ikna edecek bir umut niteliğindeydi. İklimlerin değiştiği aşikâr. Ancak baharı bizim beklediğimiz güzelliklere, eğlencelere indirgemek de iklim değişikliğine yol açan zihniyetin bir sonucu gibi geliyor bana. Bahar gerçekten nedir acaba? Gelmediğini söylerken bunu da düşünmek, düşünmekle kalmayıp öğrenmek ve baharın gelmesi beklenen vakitte gelmemesinin sebepleriyle ilgili harekete geçmek için bir sürprizle karşılaşmayı beklememek gerek. Etrafa biraz dikkatli bakarsak, dişi dişbudak ağacının püsküllü çiçekleri gibi başka göstergeleri de yakalayabiliriz.

Yazan: Özlem Gürtunca- Gönüllü İletişim Ekibi

Etiketler: , ,

Henüz yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Paylaş