ENGLISH
DESTEK OL!
Gönüllü Ol
HABERLER

‘’Doğum, doğayla uyumlanmak farkındalıkla yaşama başlamak gibi!’’

Yayınlanma Tarihi: 2 Temmuz 2019
‘’Doğum, doğayla uyumlanmak farkındalıkla yaşama başlamak gibi!’’

Ekolojik Anne serimize Esin Pamuk ile devam ediyoruz. 

Röportaj: Aslı Erdursun (Buğday Gönüllü İletişim Ekibi)

Bize kendinizden ve içerisinde bulunduğunuz gıda topluluğundan bahseder misiniz?

Esin Pamuk: 12 yıl süren beyaz yaka hayatını bırakabilen şanslı birisiyim. İş hayatını bırakmanın ve kızımın etkisiyle, kendim ve çevrem için daha faydalı ve verimli neler yapabilirim arayışı içindeyken ruhuma ve amacıma çok uygun olduğunu görerek Buğday Derneği’ne üye oldum. 

Ekolojik hayatla ilgili tüm bilgimi ve deneyimlerimi Buğday sayesinde kazandım. Önce kızımla yaz tatillerinde Tatuta Çiftliklerini ziyaret ederek başladık. Oralarda doğanın düzeni içinde nasıl yaşanır deneyimledik. Öğrendiklerimizi şehirde günlük hayatımızda uygulamaya başladık. Sonra gönüllü olarak Buğday’ın İzmir’deki çalışmalarına katıldım ve bu sayede İzmir’de yaşayan, Buğday Derneği ekibinden sevgili Mehmet Gürmen ile tanıştık. Mehmet, o dönemde Batı İzmir Gıda Topluluğu’nu kurarak bizlere yol gösterici oldu.

Gıda toplulukları bana göre; şehirde yaşarken ekolojik hayatı, pratik bir şekilde ve düzenin içindeyken uygulayabildiğimiz, başka bir dünyanın, başka bir sistemin mümkün olduğunu gösteren ve yaşatan en kolay çözüm. Gıda toplulukları küçük ve yerel olmalı mantığından yola çıkarak, İzmir’in diğer bölgelerinde de yaygınlaştırılması için çalışmalar yaptık ve yaklaşık 4 yıl önce İzmir’in kuzey bölgesinde, Gediz Ekoloji Topluluğu kurulması için aktif kolaylaştırıcı görevini üstlendim. Küçük üreticiyle türecileri bir araya getiren, gıda merkezli gibi görünen ama aslında hayatın her alanıyla ilgili paylaşımlarda bulunan bir topluluk olduk.

Ne zaman anne oldunuz? Bu dünyaya çocuk getirmek sizi düşündürdü mü?

Esin Pamuk: Kızım 16 yaşında. Korkutmadı, çünkü dünyayı iyi insanlar kurtaracak diye düşünüyorduk. Doğasına, dünyasına sahip çıkan bilinçli nesiller yetiştirmenin geleceğimiz için çok kıymetli olduğuna inanıyorum.

Doğum yapmak doğa ile aranızdaki bağı nasıl değiştirdi?

Esin Pamuk: Doğum yapmak sanki tekrar doğmak gibi aslında… Doğayla uyumlanmak, farkındalıkla yaşama başlamak gibi… Doğanın muhteşem düzenini keşfetmek gibi… Doğumdan sonra artık düzenle yarışı bitirip iş birliği yapmaya başlıyor insan. 

Çocuğunuzun doğumu nerede ve nasıl oldu?

Esin Pamuk: Hastanede normal doğum ile dünyaya geldi.

Hastalık durumunda çocuğunuzu nasıl tedavi ediyorsunuz/ettiriyorsunuz? 

Esin Pamuk: ‘İyileşmeye Giden Yol Hastalıktan Geçer’ isimli bir başucu kitabımız var. Doğanın şifa heybesine başvuruyoruz hastalık halinde. Zaten çok şükür hastalıkla çok az karşılaşıyoruz. Mevsiminde ve doğal gıda tükettiğinizde ve şifalı bitkilerle desteklediğinizde, hastalık gelmeden önce önleminizi almış oluyorsunuz.

Çocuğunuz için neler üretiyorsunuz? 

Esin Pamuk: Çocuğum ve kendimiz için evde yapılabilecek hemen hemen her şeyi kendim yapıyorum: Sirke, salça, tarhana, peynir, yoğurt vs. Ayrıca temizlik ürünlerimizin de çoğunu kendim yapıyorum. Kompost yapıyoruz. Küçük bir apartman bahçemiz var. Kendimize göre bir şeyler ekiyoruz. Yerel tohumları çimlendiriyoruz, onları ekiyoruz ve çoğalmaları için tohum alıyoruz.  Tohum yaşamın kendisi, geleceğimiz…

Çocuğunuzun ihtiyaçlarını nasıl belirliyorsunuz? Tüketim alışkanlıklarını genelde neler kapsıyor?

Esin Pamuk: Aslında şehirde zorlanan birçok şeye ihtiyacımız yok. İhtiyacımız olmayanları değerlendirip hayatımıza sokmuyoruz. Zaten ekolojik yaşamın temeli sadeleşmek. Tükettiğimiz ürünlerin ana kaynağı: GETO. Topluluktaki üreticilerden ne geliyorsa, hangi doğal gıdaya ulaşabiliyorsak onları tüketiyoruz. Mesela dışardan hiç meyve almıyoruz ama GETO’daki üreticilerden meyve geldiğinde, o dönem bol bol meyveli ürünler yapıp yiyiyoruz. Yumurtayı topluluğun kümesinden mevsimin döngüsüne göre tedarik ediyoruz. Böylece çokken çok yiyiyoruz, azalınca az.

Çocuğunuz ekolojik yaşam biçimini özümseyebildi mi?

Esin Pamuk: Çok küçük yaştan beri ekolojik bir hayat tarzımız olduğu için onun hayatının doğalı ve rutini bu yaşam tarzı. Gerek Tatuta çiftliklerinde gerekse gıda topluluğumuzun içindeki duyarlı, sevgi dolu ve pozitif insanlarla birlikte olmak kendini güvende ve iyi hissetmesini sağlıyor. Gıda topluluğumuzda dağıtımlar ve çiftlik ziyaretlerinde aktif çalışıyor, sorumluluk almayı öğreniyor. Daha küçük yaşlarda, bazen şehrin baskısıyla yaşam tarzımızın biraz farklı olduğu konusunda eleştiriler aldığı oldu, kafası karıştı. Neyi neden yapıyoruz, ucu nereye dokunuyor her zaman konuştuğumuz konular. Karbon ayak izimizi temiz tutmaya çalışıyoruz. Bütün bunları bilince içi rahat, kendi doğrularını savunabilir oldu ve çevresine örnek olmaya başladı.

Mantığını bildikten sonra uygulaması da çok kolay oluyor. Şimdi artık bilinçli bir liseli ekolojik duruşuyla, farkındalıklarıyla gurur duyuyor, okul hayatını ve gelecek planlarını bu duruşun üzerine kurmaya çalışıyor. Meslek seçiminde de ekolojik yaşam tarzı belirleyici oldu. Veteriner olmak istiyor ve yaban hayvanları konusunda uzmanlaşmak istiyor. Spor olarak da canlıyla yapılan tek spor olan binicilik yapıyor.

Ailesinden ve gıda topluluğumuzdan alacağı bayrağı gönülden taşıyacağına eminim.


Röportaj: Aslı Erdursun (Buğday Gönüllü İletişim Ekibi)

Etiketler: ,

Henüz yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Paylaş