Bu kanun ne doğayı, ne bizi ne de iklimi koruyabilir

Tüm tartışmalara ve iklim alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının dile getirdiği eksikliklere rağmen, Türkiye’nin ilk İklim Kanunu TBMM Genel Kurulu’nda kısmi değişikliklerle kabul edildi. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, kanunun mevcut haliyle Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelede tarihi bir fırsatı kaçırdığına dikkat çekiyor. Kabul edilen yasa iklimi, doğayı ve toplumu korumak için gerekli olan temel unsurları barındırmıyor.

İklim Kanunu’nda neler eksik?

• Kanunun uygulanmasında denetim ve şeffaflığı sağlayacak bağımsız bir Bilimsel Danışma Kurulu bulunmuyor. 
• İklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik somut hedefler yer almıyor.
• Kömür başta olmak üzere fosil yakıt kullanımını sonlandıracak bir plan sunulmuyor.

Ayrıca iklim adaletini sağlama iddiasıyla Meclise gelen yasa, bunu hayata geçirecek somut adımları içermiyor:

• Teknolojik ve ekonomik dönüşüm geçirecek sektörlerdeki işçileri ve yöre halkını koruyacak bir adil geçiş mekanizması yer almıyor.
• Kırılgan grupları iklim krizinin neden olduğu kayıp ve zararlardan koruyacak düzenlemeler tanımlanmıyor.
• ETS’den elde edilecek gelirlerin kullanımında özel sektörün yeşil dönüşümü önceliklendiriliyor. ETS’den elde edilecek gelirlerin %10’una kadarının Adil Geçiş uygulamaları kapsamında kullanılmasına yönelik düzenleme değişikliği ise yetersiz. Adil geçiş mekanizması tanımlanmaksızın ve zorunluluk unsuru içermeksizin yapılan düzenleme gelirlerin toplumun yararına kullanılmasını garanti etmiyor.
• Kanunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin iklim krizine karşı insan haklarının korunmasıyla ilgili devletlerin uyması için belirlediği standartlar esas alınmıyor.

Türkiye’nin iklim kriziyle mücadele edebilmesi için sera gazı emisyonlarının bugünden itibaren azaltılmasını sağlayacak güçlü bir iklim hedefi belirlenmeli, fosil yakıtlar terk edilmeli ve adil bir dönüşümün gerçekleşmesi için bir geçiş planı hazırlanmalı.