ENGLISH
DESTEK OL!
Gönüllü Ol
HABERLER

Virüs plastik yüzeylerde daha hızlı yayılıyor

Yayınlanma Tarihi: 15 Haziran 2020
Virüs plastik yüzeylerde daha hızlı yayılıyor

Çukurova Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi Doçent Doktor Sedat Gündoğdu, çoğunlukla mikroplastik olmak üzere plastik kirliliği hakkında araştırmalar yapıyor. Kendisiyle geçmişten günümüze plastik kullanımı hakkında konuştuk.

Röportaj: Özce Bilge Demoğlu (Buğday Derneği Gönüllü İletişim Ekibi)

Plastik kullanımının başlangıcı hangi zamanlara dayanıyor? Daha öncesinde ne gibi alternatifler mevcuttu? (hem dünya geneli hem ülkemiz için)

Sedat Gündoğdu: Plastiğin tarihini 1900’lerin başına kadar götürmek mümkün. Ancak bugün kullanılan plastiğin kullanımı için milat olarak 1950’leri verebiliriz. Çünkü bu tarih hem plastiğin bugün kullandığımız formlarının kitlesel üretiminin hem de tüm dünyada yaygın olarak kullanımının tarihi. Plastik poşet örneğin 1959’da İsveçli Mühendis Sten Gustaf Thulin tarafından bulunuyor ve amacı da, oğluna göre, gezegeni kurtarmak! Hep aynı hikaye gibi. Atom bombasına giden yolun taşlarını döşeyenler de Hiroşima ve Nagazaki’nin olacağını tahmin etmediklerini söylerlerdi herhalde.

İşte gezegeni kurtarmak amacıyla keşfedilen plastik poşet 20 yıl içerisinde tüm Avrupa ve ABD’deki pazar ve marketleri istila etmiş ve onun yerine kullanılan kağıt ve bez çantaları tarihe adeta gömmüştü. Şimdi bu diğer plastikler için de poşet örneğinde olduğu gibi bir anda var olan tüm alternatifler ortadan kalkıyor ve yerine bunlar geçiyor. Neden? Çünkü ucuz, hafif ve dayanıklı. Bir de üretimi transferi her şeyi kolay. Bu durum haliyle tüketimi de arttırıyor. Böylelikle olması gerekenden fazla tüketen ve bunun için de olması gerekenden fazla ambalaj, poşet vb. plastik kullanan bir döneme kadar geliniyor. Şimdi bu tüketim boyutunda plastiğinin yerini ikame edecek herhangi bir malzeme kaynakların daha da sömürülmesini beraberinde getirecektir. İşte bu sebeple aşama aşama davranış değişikliğine ve bazı sıkı önlemler almaya ihtiyaç var.


Doç. Dr. Sedat Gündoğdu

Sizce neden günümüzde bu kadar tercih edilir hale geldi? 

Sedat Gündoğdu: Günümüzün en önemli özelliği, kullan-at kültürü. Her türlü ilişkimiz bu kültürün bir yansıması şeklinde. Tekrar kullanım, az kullanım, tamir etme, doldurma vb. davranış biçimleri toplumun büyük bir kısmında ortadan kalkmış vaziyette. Bu da plastik tüketimini arttırıyor. Çünkü yenisini almak kolay ve ucuz. Bunun yanında plastik tüketimini arttırmak için canhıraş çalışan bir plastik endüstrisi var. Binbir türlü yalan ve manipülasyon ile plastiği her alanda bize kullandırma zorunluluğuna sokuyor. Markette mesela süt ürünleri reyonunda plastik içerisinde olmayan süt ürünü yok denecek kadar az. Kaç kişi evinde peynir yapabilir? Yoğurt tamam ama ya diğer ürünler? İçecek reyonlarını düşünün! Neredeyse hepsi plastik şişelerde. Bir tek alkol reyonlarında plastik ambalaj yok. Şimdi binbir çeşit içecek türü var ve hepsi de plastik ambalajda. Bunları şişe yapalım deseniz o zaman da devasa bir karbon ayak izi oluşacak. Bu nedenle durumun gelip dayandığı nokta yine aşırı tüketim.



İnsanların bu plastikleri kullanım amacı hangi nedenlere dayandırılabilir? 

Sedat Gündoğdu: İnsanlar bu plastikleri kullanmaya mecbur bırakılıyorlar. Bakın organik etiketiyle satılan ürünlerde bile plastik ambalaj kullanılıyor. Bir bakıma insanlar plastik tüketiminin esiri haline getirilmişler ve neyi hangi ambalajda tüketeceğine de satıcı karar veriyor. Bu bir sebep. Diğer bir sebep de kişilerin plastiğin sağladığı kolay, hızlı ve ucuzluk avantajları. Kolay çünkü yanında ekstra kap kacak, termos, çanta taşımak zorunda kalmıyor. Hızlı çünkü hemen aç-dök-at. Ucuz çünkü çoğu reyonda bedava. Paralı olan da zaten 25 kuruş ki bu da çoğu kişinin gözünde neredeyse hiç değerinde.

Plastik çöplerin ekosisteme ve canlı çeşitliliğine etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Sedat Gündoğdu: Plastik çöpler bugün henüz tam olarak boyutu konusunda tam bilgiye sahip olmadığımız bir problem. Şu anda internetten arayıp bulacağınız şekiller, grafikler ve tablolarda gösterilen kirlilik değerleri bir hafta sonra değişebiliyor. Örneğin, Akdeniz için daha geçen hafta yayınlanan bir makale en kirli deniz tanımlaması yapmamız için yeterli bir veri sunuyor. Öncesinde ise biz en kirli bölgelerin Pasifik Okyanusu’ndaki çöp yaması olduğunu biliyorduk. Yani tüm dünya karasıyla, suyuyla ve havasıyla ciddi anlamda plastik kirleticiler tarafından kuşatılmış vaziyette. Bu durum haliyle buralarda yaşayan her türlü canlıyı etkiliyor. Örneğin deniz yüzerinde yüzen çöpler ispermeçet balinasının midesinde, sahile vuran çöpler kaplumbağaların ve kuşların midesinde ya da onlara dolanmış şekilde, su kolonunda yüzen mikroplastikler her türlü balığın midesinde… Tarımsal alanlara terk edilen plastikler ise oralardaki her türlü börtü böceğin etkilenmesine neden oluyor.

Belki hepimiz hatırlarız, daha geçen yıl burnundan pipet çıkarılan bir kaplumbağa videosu vardı. O pipetin sorumlusu hepimiziz. Markette hijyen adı altında sebzelerin paketlenmesinde kullanılan o tek kullanımlık ince poşetlere takılan kuşların ve onu denizde görünce besin zannedip yiyen kaplumbağanın akıbetinden biz sorumluyuz. Bakın, bugüne kadar yapılan 2044 çalışmadan elde edilen verilere göre toplamda 2248 su canlısı çöplerden etkilenmiş ve bu çöplerin de %80’i plastik. Etkilenen canlılar da daha çok bu plastiklere takılma, onları yeme şeklinde bu plastiklerden etkilenmişler. Tabii plastik çöplerden bahsederken mikroplastiklerden bahsetmemek olmaz. Mikroplastikler 5 mm’den küçük her türlü plastiğe verilen isim. İşte bu mikroplastikler doğadaki plastik çöplerin %90’dan fazlasını oluşturuyor. Gözle görünemeyen bu plastiklerin en önemli özelliği de boyutları nedeniyle her türlü canlı tarafından bir şekilde yenilmek durumunda kalıyor olmalarıdır. Sadece deniz canlıları da değil, insan da bunlardan etkileniyor. Sonuçta çöpü yaratan insan ve son tahlilde onunla yüzleşecek zorunda olan yine insan.


İllüstrasyon: Bonnie Monteleone

Peki en basitinden, böylesine fazla plastik kullanmaktan neden ve nasıl vazgeçmeliyiz?

Sedat Gündoğdu: Öncelikle yaşamımızı gözden geçirerek bir liste yapmamızda fayda var. Bunu yaparken şu soruyu kendimize sormamız lazım: “Ben ne kadar plastiği nerede kullanıyorum?” İnanın bu sorunun cevabını bulduğunuzda en büyük adımı da atmış olacaksınız. Çünkü o kadar çok plastiği o kadar anlamsızca kullanıyoruz ki! Bazı zorunlu alanlardan ziyade en kolaydan başlamak isabetli olacaktır. Örneğin pipet, streç film, her türlü tek kullanımlık banyo malzemeleri ve mutfak ekipmanları… Sırayla başlayarak bunlardan kurtulmak mümkün. Bazılarının yerine alternatif koymanıza da gerek kalmayacak çünkü oldukça gereksiz olduklarını fark edeceksiniz. Ancak unutmamak lazım, plastik kullanmayarak ancak plastiğin yarattığı çevre suçundaki payınızı azaltabilirsiniz. Sorunun çözümünde asıl belirleyici olan sistemsel bazı değişikliklerdir.

Pandemi dolayısıyla insanlar kullan at ürünlere daha fazla güvenmeye başladı. Biliyorsunuzdur; restoranların, kafelerin açılması tek kullanımlık çatal-bıçak-tabak kullanımıyla başlayacak. Bu durum hakkında neler söylemek istersiniz? Pandemi açısından tek kullanımlı maske, eldiven, tabak, çatal vb. malzemelerin kullanılması tamamen psikolojik ve bilinçsiz bir güven mi sağlıyor yoksa bilimsel olarak gerçekten kumaş bir maske kullanmaktansa kullan at maske daha mı koruyucu ve güvenli?

Sedat Gündoğdu: Uzun zamandır kullandığım bir yaklaşımım var. Her kriz kendi fırsatını yaratır. İşte bu pandemi krizi de plastik üreticileri için bir fırsat oldu. Her türlü yanlış bilgiyle ve insanların enfeksiyon kaygılarından faydalanarak ciddi bir fırsatçılık örneği sergilediler. İşte bu fırsatçılık nedeniyle tek kullanımlık plastiklerin hijyen sağladığı gibi bir yalan bilgi dolaşıma sokuldu ve ne yazık ki ilgili bakanlıklar da aldıkları kararlarda bu plastik lobisinin söylemlerine uydular. Marketlere her şeyi poşetleme talimatları bakanlık tarafından iletildi. Yeniden açılacak olan işletmelere tek kullanımlık malzeme tavsiyeleri verildi. Arkasında ise herhangi bir bilimsel bilgi yoktu. Olan ise plastiğin aslında pandeminin yayılmasında diğer her türlü yüzeyden daha fazla risk yarattığıydı. Ancak kar hırsı hem halk sağlığını hem de çevre sağlığını yendi. Önümüzdeki dönemde bunun etkilerini göreceğiz ki şimdiden birçok yerden bununla ilgili veriler alıyoruz.

Sizin şu an yürütüyor olduğunuz “Tek Kullanımlık Korona Çöpü Gördüm” kampanyası hakkında bilgi alabilir miyiz?

Sedat Gündoğdu: “Tek Kullanımlık Korona Çöpü Gördüm” girişimini 2 aydır başlattığım. Amacım bu çöplerin dağılımını ve en çok atıldığı ve biriktiği yerleri belirlemek. Böylelikle ilgili yerel yönetimlere bu konuda bir tavsiyede bulunabiliriz. Ancak yeteri katılımcıya henüz ulaşamadığımız bir girişim. Bunun ilk nedeni yaygınlaştıramamam. Çünkü sadece sosyal medya üzerinden duyuruyorum ve konuya ilgili kişiler dışındakilere pek ulaşamıyorum. Bunun yanında insanların bu durumu öncelik haline getirmeleri biraz zor. Bu sebeple çalışmayı 4-5 ay daha sürdürmeyi planlıyorum. Eğer ki yeterli veri elde edebilirsem ara ara da harita üzerinden görsel şeklinde paylaşmak istiyorum. Ancak dediğim gibi henüz istenilen düzeyde bir katılım yok maalesef. Son tahlilde, bu işten bir de makale yazmayı planlıyorum ancak bunun için ciddi bir veri toplamak gerekiyor.



Kampanya’ya destek olmak ve ayrıntılı bilgi edinmek için: Tek Kullanımlık Korona Çöpü Gördüm

Özce Bilge Demoğlu: Yasalarca “zararlı atık” sınıfına girmeyen plastikler hakkında bilmediğimiz çok şey var. Aklımızdaki soru işaretlerini gidermek, plastiğin gerçekleriyle yüzleşmek için daha çok araştırmalı, sorgulamalı ve Sedat Gündoğdu gibi uzmanları takip etmeliyiz. Böylelikle dünyamızın yükünü hafifletip, ekosistemi olumsuz etkileyecek davranışlardan biraz daha uzaklaşmış olacağız. Alışveriş listemizi belki saatler, belki günler öncesinden hazırlamak çıkaracağımız olası plastik atıkları önlemenin en etkili yolu olabilir. Böylelikle evden çıkmadan önce yanımıza saklama kapları, file ve bez çanta alabiliriz! Kriz anlarında dayatılanı sorgulamadan uygulamak yerine alternatifler üretebilmekte çok değerli ve huzur verici. Hayatımızda yapacağımız küçük değişiklikler geleceğimiz adına büyük olumlu etkiler yaratacak. Hep beraber başarabiliriz. Sevgiyle kalın.

Henüz yorum yapılmamış

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Paylaş